Hürriyet Magazin

22 Ekim 2012 Pazartesi

YAZ-acağım Çok Şey Var!


Milano'dan ve Paris Moda Haftası'nda katıldığım defilelerden sonra İstanbul Moda Haftası'na dair yorumlarımı paylaştığım 19.10.2012 tarihli Acunn.com yazım, merak edenler için şimdi La Mode En Vogue'da!
Yazdan beri sizlerden ayrı kalmış olduğum için iyi bir bahanem olmalı, öyle değil mi? Aslında durumun özeti basit; tek kelime, yerli, 5 harfli,  durdurulamayan, önüne geçilemeyen, sonsuzluk niteliği taşıyan bir cins isim: VAKİT!

Bir yandan eylül ayında Türk okuyucularıyla buluşan, benim de Milano editörlüğünü üstlendiğim dünyaca ünlü moda dergisi L’Officiel’in lansman hazırlıkları, diğer yandan birçok farklı ülkede düzenlenen ve yine benim Paris, Milano ve İstanbul arasında mekik dokuduğum moda haftalarına davetli olarak katıldığım defileler derken, inanın vakit denince bu kez anlamı çok daha derin, çok daha kaygan oluyor. Yine de; ne var yani karala bir şeyler koy gitsin, diyenleri duyar gibi oluyorum. Bir haberi güncel yayınlamanın ne kadar önemli olduğunun farkındayım; ama yazarım (ya da blogger’ım!) deyip sadece fotoğraf paylaşan veya üzerine kafa bile yormadan sırf önce ben yayınladım diyebilmek için iki kelime karalama yarışına girenlerden hiç değilim. Varsın olsun beni de bölye kabul edin, ne yapayım ben böyleyim…
Haber ile ilgili metin girin!.
 
Neyse artık bu samimi okur – yazar dertleşmesini bir kenara bırakıp L’Officiel Türkiye’nin lansman gecesinde yaşananlara geçelim. The Sofa Hotel’in terasında hizmet veren Frankie’de gerçekleştirilen; Onur Baştürk, Haluk Akakçe ve çok konuşulan androjen model Andrej Pejic’in de aramızda bulunduğu geceye Tuğba Ünsal’ın Türkçe ve Fransızca olarak seslendirdiği parçalar damgasını vurdu.


Haber ile ilgili metin girin!.

Gazeteci sevgilisi Mirgün Cabas’ın hayranlıkla izlediği Tuğba Ünsal sahneden indikten sonra bir süre daha devam eden canlı müziğin ardından DJ Mehmet Garan asıl partiyi başlattı. Gecenin ilerleyen saatlerindeyse, kendini piste atan Andrej Pejic’ten çok, uçarı sanatçı Haluk Akakçe’nin eğlenceli dansı konuşuldu. İstanbul Moda Haftası’nda gerçekleşen Atıl Kutoğlu defilesinde de kendini bir anda podyumda yürüyen modellerin arasına atarak defilenin önüne geçen Haluk Akakçe, bence bu yılın en çılgın figürü olma dalında Oscar’a aday.
 
Gelelim YAZ-acağım çok şey var derken, kalemimi sertleştireceğim moda haftalarına. Aslında “YAZ” sonunda sizden ayrıyken yaşadıklarımı da paylaşmayı istediğim için bu başlığı seçmiştim ama İstanbul Moda Haftası her şeyi yıktı geçti, geriyeyse elimde bir tek kalemim (klavyem de olur çaktırmayın) kaldı. İstanbul Moda Haftası’na, Milano ve Paris’ten sonra katıldığım için beklentimin fazla yüksek olduğunu düşünenleriniz olabilir. Aksine yorumlarımı harcanan bütçeleri, tasarımcıların imkanlarını göz önünde bulundurarak yapacağımın altını çizmek isterim. Zaten asıl derdim de tasarımcılar değil ya, neyse… Milano Moda Haftası’nda Gucci, Prada, Giorgio Armani, Salvatore Ferragamo gibi birçok defileye davetli olarak katıldım. Bu defilelerin arasında Ümit Benan Şahin’in imzasını taşıyan Trussardi defilesini de izlemek, bir Türk olarak uluslararası platformda ismimizin geçiyor olmasının hazzını yaşattı. Aynı hissi Paris’te, Miu Miu defilesi öncesinde katıldığım Arzu Kaprol defilesinde de yaşamıştım. Adını tarihe moda sektörüyle kazımış iki ülke, İtalya ve Fransa’nın yanında Türk tasarımcıların adının anılması, inanın sandığımızdan çok daha önemli bir başarı.
 
Peki, Türkiye’nin ve Türk tasarımcıların bu kadar arkasındayken, İstanbul Moda Haftası’na karşı neden aynı hisleri besleyemedim biliyor musunuz? Özetle; davetiye kargaşası, defile girişlerindeki itiş kakış, kendini gardiyan sanan güvenlik görevlileri… Amaç moda endüstrisinin gücünü ve tanıtımını arttırmaksa bu, organizasyonun her basamağının mükemmel şekilde işliyor olmasından geçer. Kısacası organizasyon komitesinin görevi sadece defile alanını hazırlamak değil, aynı zamanda davetlilerin çıkışta memnun ayrılmalarını sağlamaktır ki, kendi adıma maalesef böyle olmadı.


Haber ile ilgili metin girin!.
 
Dilek Hanif, Atıl Kutoğlu, Nihan Buruk, Studio Kaprol, Özgür Masur, Gamze Saraçoğlu, Elif Cığızoğlu… İstanbul Moda Haftası boyunca; basın ya da özel davetli olarak keyifle izlediğim birçok defileye katıldım. Her biri, bugüne kadar sahip oldukları deneyimleri podyuma en iyi şekilde yansıtmaya çalıştılar. Türk moda sektörüne verdikleri bu emekler ve destekleri adına hepsine tek tek teşekkür edilmeli o ayrı, ama defile dışında yaşananlar bu güzel tablonun üzerini ne yazık ki lekeleyip geçti.
 
Bir davetiye krizi almış başını gidiyor; önde oturmak için direten blogger’lar, basın kartı olanlar olmayanlar, aradan kaynayanlar, durdurulanlar derken VIP girişinde bile insanlar birbirini eziyor. Çünkü davetiyesi elinde olup, birtakım davetiyesiz ismin içeri alındığını gören sıradakiler bu çifte standarta tepkilerini bekleme uyarısını dinlemeden içeri girmekle gösteriyorlar. Egosu şişik güvenlik görevlileriyse, neyi nasıl kontrol edeceklerini bilmeden iş yaptıklarını sanıyor. Mesela, fotoğraf makinesinin içeri sokulmaması için sert bir dille uyarıda bulunan (ipad ve cep telefonlarının çekim yaptığını unutmuş olacak) güvenlik görevlisi, kendini ifade edemeyince yüksek güvenliği!!! sağlamak adına makineyi clutch çantanıza sokmanızı istiyor. Amaç fotoğraf makinesini sokmamaksa yerinize geçtiğinizde sizi kim kontrol edecek? Sorunun cevabını kimse veremiyor, kısacası ortada oyalama, çok laf, az iş!
 

Haber ile ilgili metin girin!.

Oysaki, inanın çözümü bu kadar zor değil. Örneğin, Milano’da gerçekleştirilen defilelerin çoğunda iki tip davetiye dağıtılıyor; ya isme özel ve üzerinde oturulacak sıra numarasının yazılı olduğu ya da standing olarak davet edilen numarasız davetiyeler. Böylece herkesin yeri belli, sen otrudun ben oturdum kavgası olmuyor. Ayrıca çifte standart yok; bir Anna Wintour da siz de aynı kapıdan içeri giriyorsunuz; sırayla, tek tek, davetiyenizle! Aslında galiba sorun çok öncesinde doğru davetli seçimiyle çözülüyor, öyle işi olmayan altın günü havasında defile izlemeye gelen kimse çağırılmıyor.
 
Türkiye ve değerli moda tasarımcıları adına, seneye bu aksaklıkların giderildiği taze bir İstanbul Moda Haftası organizasyonuyla karşılaşmayı diliyorum. Defile yorumlarımı bir sonraki yazıma bırakırken, bu karamsar havadan biraz olsun kurtulmak için size yazın moda ikonuyla veda ediyorum. Defilelerde bile böylesi görülmedi, siz ne dersiniz?  

Haber ile ilgili metin girin!.

19 Ekim 2012 Cuma

15 Ekim 2012 Pazartesi

Sonbahar Modasının Öne Çıkan Trendleri


Baharı bahar yapan, o yumuşak geçişleri; yeniden doğmak zor olsa da alışmaya yardım edişi... İşte bu yüzden ben, ekim ayını modayla karşılıyorum. Haydi; siz de benimle saklandığınız kabuktan çıkıp, ekimde yeni trendlerle sonbahara motive olun!

La Mode En Vogue, sizin için hazırladığı trend listesiyle bu değişime çoktan hazır. Peki siz kendinizi sonbahar modasına kaptırmaya hazır mısınız? Cevabınız evetse, sezonun en hit trendleri arasından “mutlakalar” listenizi yapmak için kalem kağıdınızı hazırlayın. Dominant tonlar, egzantrik kumaşlar, soğuk deriler ve ilham veren sezon önerileriyle, 2012 sonbahar modasının öne çıkanları La Mode En Vogue'da!


Erkeklere Özel Trend Önerileri


Kruvaze Ceketler
Klasiğe dönüş zamanı. Dandy imajının vazgeçilmez temsilcisi kruvaze ceketler, zamansız olmanın avantajını bu sezon da sürdürmeye devam ediyor. Durgun camel renginden, asker tonlarına git gide koyulaşan renk paletiyle kusursuz bir stil için ihtiyacınız olan tek şey, kruvaze ceketinizin ardından etrafı izleyen bir çift gizemli göz.


Pilot Ceketi
İkonik pilot ceketi bu sezon deri, yün, denim ve moleskin gibi farklı malzemelerle yepyeni bir forma bürünüyor. Esas kural sağlamlık üstüne kurulu. Kısacası, stiliniz ne kadar sağlam gözüküyorsa, siz de o kadar erkeksi bir imaj çiziyorsunuz demek. Eee partnerinizi uçurmak sandığınız kadar kolay değilmiş, siz ne dersiniz?


Parlak Kumaşlar
Bu kez erkekler gözleri kamaştıracak gibi… Parlak kumaşlar ve iç gıcıklayıcı, yanar - döner dokular, maskülen formlarla birleşiyor. Özellikle, ceket ve trençkotlarda parlaklık derecesi bir hayli yükseğe fırlıyor. Stilin en özel parçasıysa, yoğun maskülen etkisiyle parkalar. Erkeksi hatlarınızı gözler önüne sermek için, parlak parka ve trençlerin altına, dar kesim düz pantolonları tercih edin.


Kadife
Bu sezon kadife, sadece kadınların değil erkeklerin de gözdesi olmaya aday. Hem de 7/24, günün her saatinde giyebilmeniz için bu kez çok daha çarpıcı, çok daha iddialı. Üstelik en güzel yanı, yeni sezonda kadifeye uyum sağlamak için artık sadece gömleklere saldırmanız gerekmiyor. Çünkü tasarımcılar bu sonbaharda kadifeyi herşeyde kullanmanız için fazlasıyla ısrarlılar. Yani, kendinizi özgür bırakmanın tam zamanı; çünkü şorttan kazağa, tişörtten kapişonluya her parça, kadifeye boyun eğmek için hazır olda bekliyor.


Dumanlı Renkler
Erkek giyiminin vazgeçilmez parçası olan pantolon ceket takımlar, rotayı geçtiğimiz sezona damgasını vuran mavi tonlarından griye doğru çeviriyor. Özellikle tüvit ve yün kumaşlarda, bolca farklı tonlarına rastlayacağımız gri, taş gibi soğuk ve asil havasıyla yeni sezonda bizlere kendi yarattığı snob brit erkeğini tanıştıracak. Ne diyelim, şimdiden nefeslerinizi tutun kızlar!



Kadınlara Özel Trend Önerileri


Deri
Yıllar geçiyor, deri çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmiyor ve adet değişmeden, yeni sezonda deriler yine ön plana çıkıyor. Özellikle binici tarzı deri ceketler ve 80’lerin ses getiren mini deri elbiseleri, sezonun özgür ruhuna atıfta bulunuyor.


Dut Tonları
Sonbahar adeta yazın canlı renklerine meydan okuyarak geliyor. Geçmiş sezonlara damgasını vuran bordo, patlıcan ve vişne, yerini dut tonlarına bırakıyor. Soğuk ama baskın renklerden, üzüm ve menekşe tonları her zevke uygun tasarımların kapısını çalıyor. Özellikle maksi elbise, peplum ve ceketlerde seçiminizi bu yönde yaparak, sezonun hit renkleriyle moda takipçilerinin dikkatini üzerinize çekebilirsiniz.


Maskülen Ceketler
Açılın şehrin ağaları geliyor! Oversize kalıplara oturtulmuş, büyük boy maskülen ceketler yeni sezonun en ilgi çekici parçaları arasında ilk sıralarda. Bu kez ağalık koltuğuna kadınlar oturuyor. Klasik erkeksi formlarda tasarlanan kruvaze ceketler, özellikle feminen çizgilerle donatılmış militer stiliyle göz dolduruyor. Şıklık peşinde koşan kadınların yön değiştirmelerinde yarar var. Bu sezon prenseslerini değil, cesur ve asi kadın savaşçılarını arıyor.


Kadife


Geçtiğimiz sezon hakimiyetini duyuran kadife, yeni sezonda da gözde kumaşların arasına girmeyi başarmışa benziyor. Retro stiline atıfta bulunan kadife kumaşlar, monttan maskülen tarzdaki pantolon ceket takımlara, etekten midi elbiselere kadar her yerde karşınıza çıkmaya aday. Sezon trendlerinden eksik kalmak istemiyorsanız, mutlaka dolabınızda şimdiden kadife parçalar için yer ayırın.


Lüks Gotik
Gotik stilin karanlık dünyası bu sezon lüksle buluşuyor. Şıklığın simgesi dantel, adeta ikinci bir deri gibi vücudunuzu sarmaya gelirken, bütünlüğü gotik tarzın ağır desenleri süslüyor. Yüksek yakalar, pelerinler, yeri süpüren etek boyları… Tek yapmanız gereken, şıklığın tadını gösterişsizce çıkartmak. Soluk bir cilt, kan kırmızısı dudaklar ve lüks gotik tarzında bir elbiseyle sezona hazırsınız.


Siyah – Beyaz
Zamansız tasarımların zamansız renkleri, siyah ve beyaz! Özellikle monokrom desenli elbiseler yine bu sezonun en hit trendleri arasında vazgeçilmezlerin başında geliyor. Lüks kumaşlar, minimal kesimler, zarif dokunuşlar… Stilin mottosu bu kez snob seksapelite! Bunu not edin: Monokrom elbiselerinizle daha çekici görünmek istiyorsanız, dantel kumaşlardan yardım alın. Ne diyelim; kimse beyaz gibi, kimse siyah gibi, olamaz biliyoruz hepimiz de bal gibi…


More & More
Yaz mevsimi arınmaksa, sonbahar süslenmek demek. Abartılı jakar kumaşlar, ağır işlemeler, altın süslemeler… Sonbahara iddialı bir giriş yapmak istiyorsanız, sadeliği bir kenara bırakın. Parıltılı kumaşlar ve dikkat çekici takılarla stilinize hareket kazandırın. Trendy bir ipucu: Sade elbiselerinizi, kalın ve geniş kolyelerle göz alıcı hale getirebilirsiniz.






11 Ekim 2012 Perşembe

Style Zoom Sonbahar Dolabı


Sonbahar Dolabı

Ekim ayının konsepti, yeniden doğuş! Kabul edelim eylülü atlattık, öyleyse artık saklandığımız kabuktan çıkma vakti gelmiş demektir. Style Zoom bölümünde biz de bu kurala uyduk ve yeni sezona damgasını vuran trendler arasından sonbahar dolabına uygun kombinleri oluşturarak ekime motive olduk. Bordolar, desenli üstler, militer renkler ve vazgeçilemeyen deriler... Bakalım sonbahar dolabınızda ilk yeri hangisi kapacak?




Bordo

Stil Mottosu: “Bordoyu yaşlı gösterir sanırdım, tersine seni gençleştirmiş. İtiraf et, yoksa estetik mi yaptırdın?”

Neden bu kombin: Moda söz konusu olduğunda, size söylenen basmakalıp sözleri unutun. Bordonun sıkıcı olduğu düşünülür, aksine giydiklerinizi trendy ve eğlenceli hale getirmek sizin elinizde. Bordoyu, siyah-beyaz desenli parçalarla birlikte kullandığınızda kombindeki kontrast, görünümünüze hareket kazandırarak daha fresh bir havaya kavuşmanızı sağlar.




Militer

Stil Mottosu: “Hayrola artık kızları da mı askere çağırıyorlar? Bu yaka ve botlarla bölüğün stil ikonunun sen olacağından şüphem yok.”

Neden bu kombin: Sezona damgasını vuran militer akımına en iyi eşlik eden renk, şüphesiz siyah. Militer stilinizin sert ve maskülen havasını, metal zımba süslemeli yaka ve botlarla yumuşatabilirsiniz.




Desenli Üstler

Stil Mottosu: “Yaz bitince herkes karalara bağlıyor. Eee, giyim konusunda herkes benim kadar cesaretli olsaydı, takip edilecek başka kim kalırdı, öyle değil mi?”

Neden bu kombin: Eskiden, desenli parçalar için risksiz renk seçimleri önerilirdi. Şimdiyse kural bozuldu; üst üste desenler ya da patlayan renkleri bir arada taşıyabiliyorsanız, kimse sizden uyum beklemiyor. Kısacası; hazır kimse sizi tutmuyorken, renklere karışmaktan korkmayın.




Deri

Stil Mottosu: “Vay, vay, vay bir an İngiltere’deyim sandım. Karşımda adeta Londra sokaklarında gezinen bir Kate Moss var, bravo!”

Neden bu kombin: Deri üzerine şifon, rock&chic stilini benimseyenler için en pratik seçim. Şeffaf taşlı zincir kolye bu uyumu sürdürüyor. Sezonun arzu nesnelerinden zincirli Fedora şapkaysa, cool ve snob bir tavır çiziyor. Bu kombini uygularken ince topuklu, sivri burun ayakkabılardan uzak durun; yerine rocker tarzı, kalın topuklu deri botları kullanın.

1 Ekim 2012 Pazartesi

İpek Ersoy 4 LMEV Presents Go Marine!

İpek Ersoy 4 LMEV'yi takip listesine almayan kaldı mı? Birbirinden farklı look'lardan ilham alabileceğiniz yepyeni kombinler http://lamodenvogue.blogspot.it/p/ipek-ersoy-4-lmev.html adresinde sizleri bekliyor. Şimdilik sizi Go Marine'le selamlıyorum, devamı için İpek Ersoy 4 LMEV'ye göz atmayı unutmayın! 


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...