İzlemeye doyamadığınız film kareleri, hayranlık duyduğunuz sinema aktirisleri ya da keşke ben de böyle olabilseydim diye hayalini kurduğunuz mankenler… Geçmişten bugüne stilleriyle moda dünyasına damga vuran yıldızların zamanı donduran ikonik kıyafetleriyle tanışmaya ne dersiniz? Hazırsanız 40’lı yıllara gidiyoruz; özellikle televizyonun icadı ve film sektörünün doğuşunun ardınan patlayan moda furyasının hızına inanamayacaksınız.
2. Dünya Savaşı sonrası açılan yaraları iyileştirenin moda sektörü olacağı kimin aklına gelebilirdi? Acılı savaş yıllarının ardından halk büyük ölçüde toparlanmış, eskiden olduğu gibi para kazanmaya başlamıştı. Özellikle, savaş boyunca imkansızlıklarla geçen zor yıllardan sonra bakımlı olmayı özleyen bayanlar için, 1947 yılında Dior’un sunduğu “New Look” konsepti, modada adeta yeni bir çığır açtı. Kadınlar, savaş boyunca yaşadıkları zor günlerin acısını modayla çıkartıp, ince bel detayıyla feminen hatları vurgulayan kabarık eteklerle güzelliklerini sergileyebilmenin zevkini çıkardı. Tüm bu hikayenin sonunda, “Dior New Look” stili ansiklopedilere geçip tarihin ikon kıyafetleri arasında yerini almayı başardı.
Şimdiki durağımız “Swinging London” sloganıyla dünyayı kasıp kavuran Mary Quant ve Biba fırtınasının, modaya damgasını vurduğu 60’lı yıllar… Şüphesiz sektörün en özgür ve en yaratıcı yıllarından bahsediyoruz. Karışık renkler, iç içe geçen motifler, pvc gibi daha önceden hiç kullanılmamış materyaller; kural çok basit: uyumlu olmak zorunda değilsiniz, yeter ki görülmeyeni yaratın! İşte bu yıllarda ne olduysa oldu ve sıska erkek çocuğu görünümündeki manken Twiggy, kendisini üne kavuşturan metal tellerle birleştirilmiş plastik payetli Paco Rabanne tasarımı mini elbisesiyle, hem kendini hem de bu görülmemiş elbisenin ismini moda tarihine altın harflerle kazımayı başardı.
Givenchy Couture
Çevirdiği filmerin yanısıra hayat duruşuyla da ikon sıfatını hak eden bir ünlü varsa, o da Audrey Hepburn’dür şüphesiz. Peki, 60’lı yıllarda çevirdiği her filmi izlenme rekorları kıran Hepburn’ü hayal ettiğinizde aklınıza gelen ilk kareyi söylemenizi istesek, cevabınız ne olurdu? Gelin iddaya girelim; Tiffany’s vitrininin karşısında, ağzında sigarası, uzun kollu eldivenleri ve kelebek gözlükleriyle size doğru bakan, uzun simsiyah elbiseli bir kadın değil mi? Şaşırmayın; yakası inci işlemeli, Givenchy tasarımı elbise, dünyanın en ünlü siyah elbisesi. Yıllardır annelerin kızlarına neden “Her kadının dolabında siyah bir elbisesi olmalı!” dediğini şimdi daha iyi anladınız değil mi?
Uçuşan pileler, derin bir V yaka ve içinde dünyanın en seksi şarışını! Seven Year Itch filminde, Marilyn Monroe’nun giydiği yürek hoplatan beyaz elbisesi hakkında çok söze gerek yok. O elbiseyle, mazgalın üzerinde durup tarihe geçen efsanevi pozunu vermeseydi de ikonik olur muydu şüpheliyim; ama ne demişler, doğru yer, doğru kişi, doğru zaman!
80’li yıllar; pop müziğin kraliçesi Madonna’nın doğuşu ve sonrasında yükselişi engellenemez bir kariyerin başlangıcı… Avant-garde stiliyle her zaman bir adım önde olmayı başaran Madonna’yla, modanın asi çocuğu Jean Paul Gaultier’nin yolları kesişince, tabular bir kez daha yıkıldı. 90’lı yıllara bomba gibi düşen Jean Paul Gaultier tasarımı ikonik sütyenli korseden sonra, sokaklar büstiyerleriyle açılıp saçılan kadınlarla doldu. İç çamaşırı silüeti ve sivri fetiş formaları vurgulayan kostümüyle Madonna, tarihte moda sayfalarında unutulmaz bir yer edinmeyi başardı.
Oscar tarihinin gelmiş geçmiş en ilginç kıyafetini görmeye hazır olun. Alternatif müziğin özgür kızı olarak adından söz ettiren Björk’ün, 2001 Oscar törenindeki Kırmızı Halı kıyafetini giymek, şimdilerde bile cesaret ister inanın. Gerçek bir kuğu boyutundaki elbisenin boş kalan taraflarını, yer yer taşların işlendiği tül kumaşla tamamlayan tasarımcı Marjan Pejoski, törenin ardından gelen eleştirilere rağmen tarihte fütüristik modanın kapılarını açan ilk tasarımcı olarak imzasını son 50 yılın ikonik kıyafetlerine atmış oldu.
Yıldızların moda dünyasında durum öyle bir hal aldı ki; gazete ya da televizyonda Madonna’nın tahtına aday gösterilen Lady Gaga’yı, absürd kostümleriyle görmeyince günün rast gitmeyeceği hissine kapılıyor insan. Öyle ya da böyle; kat kat volümlü, uyku tulumunu andıran beyaz elbisesini çıkarmasıyla, dantel aplikelerle zenginleştirilmiş, yarı çıplak görüntüsü sağlayan transparan elbisesi içinde hafızalardan silininceye kadar, nam-ı değer Lady Pop bizi her seferinde şaşırtmaya devam edeceğe benziyor. Kısacası bizim ikoncanlar birbirini gagalaya dursun, Lady’nın modası az laf çok iş diyor ve yenisi gelene dek tarihteki son ikonik elbise olarak moda sayfalarındaki yerini alıyor.
süper bir özet olmuş.. gerçekten moda tarihine damgasını vuran kıyafeler bunlar..
YanıtlaSilPeki Saadet, sen en çok hangisini beğendin? Ben Dior New Look diyorum, savaş yıllarında unutulan modayı tekrar ayağa kaldırıyor.
Sil