Hürriyet Magazin

25 Ekim 2011 Salı

Kraliyet mi O'na, O mu kraliyete değer kattı: Grace Kelly


Süse hayatları boyunca karşı çıkmış bir aile, tarzını - kasabanın lise öğretmeni - olarak adlandıran arkadaşlar ve ölümsüz bir stilin muhafazakar çizgisinden ödün vermeden ilerleyen bir prenses…


Moda dünyasının kült ikonu Grace Kelly’den; varla yok arasındaki makyajı, naif görüntüsünün ardında taşıdığı tutkuları ve oyunculuktan prensesliğe uzanan büyülü hikayesiyle, milyonları peşinden koşturan bir Hollywood yıldızından söz ediyoruz.

 

Boğucu savaş yıllarının ardından yükselişe geçen film endüstrisi bile bu kadarını tahmin edemezdi. Oldukça klasik sayılabilecek kadar sade ama bir o kadar da asil ve zarif tarzıyla, zamansız parçalara adını yazdıran Grace Kelly’i bir kez gören halk bir daha asla unutmadı. Yıllarca Yves Saint Laurent’den Christian Dior’a, Hermès’den Chanel’e kadar dünyaca ünlü tasarımcıların giydirmek için sıraya girdiği modanın ilham perisinin peşinden en son öyle biri gitti ki, artık örnek alınan sadece bir yıldızın değil, gerçek bir prensesin giyim tarzıydı. Kısacası Monaco Prensesi oluşunun ardından ününe ün katan Grace Kelly’nin; geçmişin, bugünün ve geleceğin tasarımlarına baştan aşağıya yön vereceği ve ismini fashionistaların kutsal moda sözlüğüne altın harflerle yazdıracağı daha o günlerden belliydi.

Peki, sinemanın ve halkın altın saçlı prensesinin gardırop sırları nelerdi, öğrenmek ister misiniz? Birbirinden şık döpiyesler, kısa topuklar ya da kimi zaman maskülen tarzda makosenler, geniş şapkalar, simsiyah gözlükler… Okudukça asaleti yakalayabilmenin göz yoran abartılardan değil, doğru parçalarla minimal detayları birleştirmekten geçtiğini anlayacaksınız.

Kabarık Etekler
Moda tarihinde adı “Dior New Look” olarak geçen ve 40’lı yıllara damgasını vuran, belin inceliğine dikkat çeken kabarık etekli kıyafetleri hatırlıyor musunuz? Grace Kelly, içinde göz kamaştırıcı gözüktüğü bu stili hem filmlerine hem de kendi özel hayatına taşırken tek birşeye dikkat ediyordu: “Less is more” yani azlık çok şey ifade eder. Bu yüzden her zaman minimalist çizgilerin peşinden gitti. Çarpıcı görünmek için, bel kıvrımını işaret eden ve bileklerine doğru hacimli görüntüsüyle göz dolduran kabarık eteğinin dışında, başka birşeye ihtiyacı olmadığını biliyordu. Altına giydiği kısa topuklu ayakkabılarıysa, her zaman sadeliğiyle uyum içinde olurdu.



Döpiyes
Filmlerindeki uçuşan elbiselerden sonra, Grace Kelly’nin dolabında en çok kullandığı parçalardan biri de döpiyesleriydi desek yanılmış olmayız. Prenses olduktan sonra sık sık yer almaya başladığı sosyal etkinliklerde, üst-alt aynı rengi tercih ettiği ceket-etek döpiyes takımlar, Kelly’nin sofistike stilinin en iyi örneklerinden. Özellikle dantel ve tafta kumaşları tercih eden yıldızın sırrıysa eteğinde ve ceketinde her zaman tek bir kumaş kullanıyor olması.




Maskülen Çizgiler
Grace Kelly’nin stil ikonu olmasını sadece prenses oluşuna bağlasaydık, inanın çok büyük haksızlık etmiş olurduk. Dönemin yıldızlarının seksapeliteleriyle konuşulduğu yıllarda Kelly; gömlek, pantalon, makosen ayakkabı gibi maskülen parçaları kullanma cesaretini göstererek yeni bir moda devriminin altına daha imzasını atmayı başardı. Bir kadının özgüveninden daha seksi ne olabilir? İşte o günlerde herkesin gözlerinden bu sözler okunuyordu.




Uçuşan Elbiseler
Grace Kelly’nin unutulmayan High Society filmindeki birbirinden güzel elbiselerin, günümüzdeki modern repetelerini görünce şaşırıyor musunuz yoksa? Bu aslında onun sadece güzelliğiyle değil, zarafet ve şıklığıyla da dünyaya bıraktığı mirasın bir kanıtı. Sırta tutturulan melek kanatları, hareketli pileler ve yerlere uzanan eteklerin boy gösterdiği Helenistik formlardan bahsediyoruz. Grace Kelly’nin elegan tarzını fazlasıyla ortaya koyan prenses yakalar, yer yer drape ve kuyruklar, antik çağların peri kızlarına gönderme yapıyor.




Aksesuarlar
Şapkalar, bandanalar, gizemli güneş gözlükleri… Grace Kelly aksesuarları sever ve en iyilerini seçerdi. Hatta kabul edelim, Van Cleef & Arpels gibi en değerlilerine de sahipti ama hiçbir zaman gösteriş budalası kadınlar gibi birilerinin gözüne sokmaya çalışmadı. Çünkü en pahalı pırlantanın bile, kendi narin boynundan daha değerli olmadığını bilirdi. Birçok kez kullandığı inci kolyesi, unutulmayan beyaz eldivenleri ve çok konuşulan geniş kenarlı beyaz şapkasıyla her zaman sofistike tarzına sadık kalmaya devam etti. Artık attığı her adım, yeni bir moda hareketine dönüşüyordu; aynı hamileliğini gizlemek için taşıdığı büyük Hermès çantanın hiç beklemediği halde adını alıp, kült bir moda aksesuarı haline gelmesi gibi.



14 Ekim 2011 Cuma

7/24 Stil Önerileri


“Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten“ diye boşuna söylemiyorlar... Konu giyinmeye geldiğinde de durum pek değişmiyor. Erkekler bir t-shirt – pantalon takımla işi bitirirken biz kadınlar; yok iç çamaşırı, yok makyajı, yok çorabı derken ana parçalara yaklaşamıyoruz bile... (Baylar; sakın “Bizim de gömleğimiz, kravatımız, kol düğmemiz vs. var” gibi tezler üretmeye kalkışmayın! Bırakın ayakkabının kendisini, tabanının renginin karşılaştırıldığı bir gezegenden söz ediyoruz.)

Bir de bu Marslılar sürekli bekletildiklerinden şikayet etmiyorlar mı, itiraf edin o sivri topukluları birilerine fırlatmamak için artık kendinizi zor tutuyorsunuz. Bu kadar strese girmektense, birkaç ufak öneriye kulak vermeye ne dersiniz? Kısa zamanda size en uygun seçimi yapmanız için, giyeceklerinizi saat dilimlerine göre ayırmanız yeterli. Böylece hem seçeneklerinize veda etmek zorunda kalmayacak; hem de doğru yerde, doğru parçaları taşımanın zevkini çıkartacaksınız. Hergün ne giyeceğim kargaşasından kurtulup, zamanı tersine çevirmeye hazır olun. 7/24 stil önerileri geliyor...
 
09:00-12:00
Sabah gözlerinizi açtınız, mesaj sesini duyup telefonunuza baktınız, o da ne! Yarım saat içinde yetişmeniz gereken bir programa davetlisiniz. Keşke her sabah buluşması; rahat bir eşofman, altına da bir spor ayakkabı giyip gidebileceğiniz kadar basit olsaydı, öyle değil mi? Sakın eşofman seçeneğini küçümsediğimi sanmayın, keyifli bir pazar brunchından bahsediyorsak kolsuz bir mont ve çarpıcı güneş gözlükleriyle kombine edilen eşofman ya da spor legging takımları, sabah saatlerinin en hit parçalarından... Peki ya iş davetleri gibi biraz daha ciddi ortamlar söz konusuysa? Hemen aklınıza sıkıcı iş kıyafetlerini getirmenize gerek yok. Klasik şalvar tarzını yansıtan chinos pantalonları spor ceketlerle tamamlayıp maskülen çizgilere kayabilir ya da orta boy çan eteğinizin altına giyeceğiniz babetlerinizle hem sabahın rahatlığını hem de günün şıklığını bir arada yakalayabilirsiniz.  Farkınızı ortaya koymak istiyorsanız, sonbaharın en dikkat çekici parçası olan maksi eteğinizin üzerine kombinleyeceğiniz dökümlü üst parçalarla bohem bir hava yaratın.







12:00-16:00
Eğer siz de derin uykuculardan değilseniz, sabah saatlerini atlatıp güne çoktan başlamışsınızdır demektir. Söz konusu haftasonuysa, günün en yoğun saat dilimlerinden biriyle karşı karşıyayız diyebiliriz. Kalabalık alışveriş merkezleri, dur-kalk giden bir trafik, önünde kuyruk oluşan cafeler... Bliyorum, özellikle biz Türk kadınlarının süse olan zaafı düşünüldüğünde çoktan kat katlarımızı giymiş olmamız gerekir ama benim önerim yine rahat parçalardan yana. Neyse ki jean pantalonlar tam bu noktada yardıma koşuyor. Tercihinize göre üzerinize yapışan skinny ya da dizlerinizden bileklerinize doğru genişleyen bootcut modellerini deneyebilirsiniz. Babet ya da Oxford ayakkabı modelleri üzerinde ki ısrarım devam ediyor ama illa daha uzun ve çekici gözükmek istiyorsanız da, ince topuklular yerine bu senenin modası olun kalın boru topukluları tercih edin derim. Günün bu saatlerinin daha çok alışverişe, cadde yürüyüşlerine ayrıldığını düşünürsek, oversize hırkalar, geniş çantalar ve renkli fularlarla kombinleyebileceğiniz rahat parçalar sizin avantajınıza olacaktır. Bunu not edin: Sade şıklığın temsilcilerinden gömlek elbiseler ve binici çizmeleriyle günün moda dedikodusunun baş kahramanı siz olacaksınız.







16:00-20:00
... Ve güneş batmaya başladı bile. İşte günün tam o sıkıntılı ara saatlerindeyiz. Diyelim ki bir kokteyle davetlisiniz ya da üzerinizi değiştirmeye eve gidecek kadar çok vaktiniz yok ve program şöyle gelişiyor: Önce sinema, sonra yemek ardından da uzun bir gece programı. Saatler ilerledikçe topuk boylarının da uzadığı gibi bir denklemden yola çıkarsak, en iyisi biz yine işe, ayakkabı seçiminden başlayalım. Platformlu ayakkabılar geceye uzanan bu tip programlar için ideal olacaktır. Çünkü diğer yüksek topuklularla karşılaştırıldığında, platformu sayesinde üzerinde daha uzun süre kalabilirsiniz . Ne giyeceğinize gelince, bu sezon öne çıkan ince kemerlerle tamamlayabileceğiniz tunik elbiseler imdadınıza yetişiyor. İster şık kokteyller için tek parça olarak kullanın, ister eğlenceli akşamüstü saatleri için düz ya da desenli legginglerle kombin yapın. Küçük zincirli çantalar ya da modern clutchların eşlik edeceği stilinize, bir de son 2 senenin en asi trendlerinden deri ceketinizi eklediğinizde, gecenin ritmine kapılmak için daha fazla bekleyemeyeceksiniz.







20:00-24:00
Karanlığa boyun eğenlerden misiniz yoksa gecenin starı olmayı seçenlerden mi? İşte şimdi gösterişli zırhınızı takınmanızın tam sırası. Parıltılı ceketler, hacimli kürkler, derin dekolteler... Vücudunuzu saran mini bandaj elbiseleri, seksi korsajları ve iğne kadar keskin stilettoları dolabınızdan çıkarmak için beklediğiniz saatler geldi, çattı. Boynunuza dolanan parıltılı kolyeler ve gösterişli küpelerle süsleyebileceğiniz görüntünüzü transparan ya da saten kumaşlarla daha çekici hale getirmek sizin elinizde. Yemekten sonra gece eğlenmeye çıkıyorsanız, emin olun dans ederken çantanızdan bir an önce kurtulmak isteyeceksinizdir. Bu yüzden günlük, büyük boy çantalardan kaçınmakta yarar var. Onun yerine üzerinde barok işlemeleri ya da minik ışıltıları olan el çantalarını kullanın derim. Hala kolunuzu boş mu hissediyorsunuz, çanta yerine hapşırdığınızda “Çok Sev” diyen bir adama ne dersiniz?





    

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...