Hürriyet Magazin

30 Eylül 2012 Pazar

Milano Moda Haftası Defile Notları


Geçen hafta, Milano Moda Haftası (MFW) nedeniyle defilelerde koşturup, iş birliği yaptığım dergilere yazı yetiştireceğim derken bir süre blogumdan uzak kaldım; ama merak etmeyin tabii ki sizleri de unutmadım. Backstage kareleri, sokak stilleri ve defile dedikodularının da içinde olacağı ayrıntılı bir defile dosyasıyla çok yakında La Mode En Vogue'dayım! O güne kadar, L'Officiel Türkiye için hazırladığım Milano Moda Haftası'ndan defile notlarıyla merakınızı biraz olsun giderebilirsiniz. 
   
Moda Haftası kapsamında düzenlenen birbirinden renkli defilelere ev sahipliği yapma sırası, New York ve Londra’dan sonra Milano’daydı. 19 – 25 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen, büyük çoğunluğu İtalyan tasarımcıların imzasını taşıyan koleksiyonların tanıtıldığı defileleri mercek altına aldık.


Gucci
Milano Moda Haftası’nın ilk gününde, İtalya denince adını moda dünyasına altın harflerle yazdırmış markalardan biri olan Gucci’nin defilesindeydik. Podyum açılışını fuşya tonlarında pembe bir takımla yapan Anja Rubik’in ardından, defileye renk bloklarının damgasını vuracağının sinyali verildi. Frida Giannini, bu kez minimalist formları romantik fırfırlar ve yarasa kollarla süslemeyi tercih etmişti. Pembe, kobalt mavisi, yeşil ve sarı renklerin hakim olduğu defilenin odak noktası kuşkusuz maksi elbiselerdi. 60’lı yıllara atıfta bulunan lila, yeşil ve gri renkli çizgilerse koleksiyonu bahar temasıyla hareketlendirdi. Aksesuar olarak göze çarpan piton derisi çantalar, defilenin sonlarına doğru çoğalan yılan desenleriyle uyum içindeydi. Mercan ve iri taşların süslediği plastik kolye ve küpelerse lüksün tanımını baştan yazdı. Tuniklerle birlikte kullanılan pantolonlar, siyah ve beyaz ikilisinin ağırlığını koyduğu gece parçalarına farklı bir soluk getirirken, Giannini’nin kullandığı file detayı transparan tasarımların bir süre daha ilgi göreceğini kanıtladı.


Prada
İkinci gün geldiğinde sahne Miuccia Prada’nındı. 2012 İlkbahar Yaz koleksiyonuyla 50’li yıllara hayat veren Miuccia, bu kez yeni bir hikayeyle karşımızdaydı: “Asya Rüyası”. Koleksiyona; origami sanatından ilham alınmış özel el işçiliği ile işli Japon çiçekleri, kimono tarzı elbiseler ve devasal takunyalar damgasını vurdu. Renklerde ise kırmızı, beyaz ve siyah birlikteliğinin yaydığı oryantal hava; pastel tonlarındaki yeşil ve pembeyle modern bir renk paletine dönüştü. Satenin asil ve zengin havası, kimonoların üzerindeki obi kemerlere atıfta bulunan çift katmanlı, sert kumaş formlarıyla vurgulanmıştı. Koleksiyonda oldukça fazla kullanılan kürk mont ve etollerse, Miuccia’nın cesur iddiasını ortaya koydu.


Philipp Plein
Defile maratonunun dördüncü gününde, gözler maksimalist tarzıyla izlemeye alıştığımız Alman tasarımcı Philipp Plein’in üzerindeydi. Milano’da ilk kez Philipp Plein defilesi için podyuma çıkan sansasyonel model Lea T’nin damgasını vurduğu defilede, “Asil Punk” teması işlendi. Markanın simgesi olan kuru kafalar, üzerlerindeki çivi ve metallerle bu kez her zamankinden daha tehditkar gözüküyorlardı. Altın, deri ve psychedelic desenlerin bolca kullanıldığı koleksiyonda, catwalk sırasında bazı modellerin elektro gitarları aksesuar gibi taşımaları dikkat çekti.


Salvatore Ferragamo
Milano Moda Haftası’nın beşinci günü, İtalya’nın ünlü moda evlerinden Salvatore Ferragamo ve Giorgio Armani defilelerine sahne oldu. Massimiliano Giornetti önderliğinde tasarlanan Salvatore Ferragamo 2013 İlkbahar Yaz koleksiyonu, önceki günlerde sergilenen renkli ve gösterişli kıyafetlerin aksine, kolay giyilebilen sofistike parçalar üzerine kuruluydu. Binici ceketleri, egzotik dokular, bağcıklı gladyatör çizmeleri ve zırhı andıran metal işlemeli kıyafetlerin ilham kaynağı, eski Roma İmparatorluğu’nu işaret ediyordu. Gündüz için natürel tonların egemenliği altında başlayan defile, gece parçalarına geçildiğinde yerini siyah ve bronz tonlarına bıraktı. Sırt kısmı, A kesim pencere formunda açılan dekoltelerse, koleksiyonun dikkat çekici detayları arasında büyük ilgi gördü.


Giorgio Armani
Şovunu son günlere saklayanlar arasından en çok merak edilen isim, kuşkusuz İtalyan modasının yetenekli ismi Giorgio Armani’ydi. Kendisiyle özdeşleşen klasik tarzı; temiz kalıplar ve yoğun el işçiliği ile süsleyen Armani, izleyicilerden büyük alkış topladı. Renklerde bolca parlak gri, turkuaz ve maviye yer veren tecrübeli tasarımcı, özetle “lacivert artık yeni siyah”, der gibiydi. Saten kumaşların cazibesine bürünen Giorgio Armani’nin perileri, zerafetleriyle izleyenleri büyülediler. Feminen kumaşların maskülen kalıplarla buluştuğu defilede, midi elbiselerle birlikte kullanılan pantolonlar dikkat çekti. İpek ve organze kumaşlar üzerine işlenmiş parıltılı taşlarla yeniden hayat bulan parçalarsa, bu kez gecenin sırlarına karışmak için değil gündüzün ışığıyla aydınlanmak için podyumdalardı.
  


Dsquared2
Milano Moda Haftası’nın altıncı gününde sıra, Kanadalı ikiz kardeşler Dean & Dan’in görücüye çıkardıkları Dsquared2 2013 İlkbahar Yaz koleksiyonundaydı. Metal aksesuarlarla süslü deri kasketler ve zincirli kolyelerle hareketlendirilen koleksiyona, ultra altın havası yansımıştı. Son yılların aranan modellerinden Cara Delevingne’in yer aldığı defileye deri elbiseler, seksi büstiyerler ve yazılı tshirt’ler damgasını vurdu. Siyahın egemenliği altındaki renk paletiyse; kırmızı, beyaz ve fuşyanın eşlik edişiyle renklendi. Chic-casual stilini yansıtan deri, tshirt ve denim parçaların önüne geçen zincir kemerler, soft rock tarzı eldivenler ve abartılı işlemeler azın hiçbir zaman yeterli olamayacağını açıkça ortaya koyuyordu.

18 Eylül 2012 Salı

LMEV Lookbook "Sweet September"

Yaza veda ediyoruz derken, eylülün ortasına geldik de geçiyoruz bile. Bu havalarda ilham almanız için,  
LMEV Lookbook'dan sizin için seçtiğim look'lara göz atmayı unutmayın.


Siz de eylülün keyfini çıkartanlardansanız, "Sweet September" look'una bayılacaksınız. En son look'lar ve daha fazlası için http://lamodenvogue.blogspot.it/p/lmev-lookbook.html

14 Eylül 2012 Cuma

Style Zoom: Jeanmania


Jeanmania

Modanın zamansız parçaları arasına ismini kazıyan jean’ler, sadece rahat ve fonksiyonel olma özellikleriyle değil, her sezonun son moda “must-haves” listelerinde başı çekmeleriyle de hayatımızın vazgeçilmez parçaları arasındalar. Onları kullanmak hem rahat hem de eğlenceli, çünkü her şeyle uyumlular.


Jean Gömlek

Stil Mottosu: “Hani üzerinden hiç çıkarmadığı, dergide görüp bayıldığımız jean gömlek var ya; mağazada aynısından görünce dayanamadım, hemen aldım. Eee saçlarımı da Rihanna sarısına boyattığıma göre, artık ondan pek eksiğim kalmadı, ne dersin?”

Neden bu kombin? Bir zamanlar jean gömleği, jean pantolonla giyen birini gördüğümüzde burun kıvırırdık, ama her geçen gün moda değişiyor, gözler alışmakla kalmıyor, dün asla dediğimiz kombinler bugün kesinliklelerimizin arasına girebiliyor. Siz de baştan aşağı jean trendini sevenlerdenseniz, farklı olmak için desenli altları tercih edin.


Jean Büstiyer

Stil Mottosu: “Şu kız, dizide oynayanan manken kız değil mi? Baksana, ne kadar da iddialı bir tarzı var. Eee tabii, bu kıyafeti de ancak böyle bir fizik kaldırırdı zaten.

Neden bu kombin? Vücut hatlarınıza güveniyorsanız, dar kalıplarla kıvrımlarınızı ortaya çıkarmanın tam zamanı. Jean büstiyerinizle seksapelitenizi ortaya koyarken, kalem eteğiniz sayesinde snob tavrınızla herkese meydan okuyacaksınız. Trendy bir ipucu: Jean büstiyerinizi giyerken, kalem eteğinizle arasında göbek deliğiniz gözükmeyecek şekilde ufacık bir boşluk bırakın.   


Jean Pantolon

Stil Mottosu: “T-shirt’ünü saymazsak tipik, gizlice erkek arkadaşını basmaya giden meraklı kız arkadaş örneği, diyeceğim sana. Bir tek pardösünle gözlüğün eksin. Selam Dedektif Kolombo!” 

Neden bu kombin? Eylül demek, yavaş yavaş yazın canlı renklerinden uzaklaşıp, sonbahar tonlarına kayma vakti gelmiştir demek. Dandy stilini sevenler, jean pantolonlarıyla giydikleri retro parçalarla bohem bir görünüme sahip olurken, maskülen tarzdaki topuklu ayakkabılarıyla güçlü ve sert tavırlarını ortaya koyabilirler.   


Jean Mont

Stil Mottosu: “Çimlerde uzanmak, şarkılara dalmak, dostlarla kafa dağıtmak… İşte bir yaz festivali daha böyle geçti. İnanın, biz bu enerjiyle kışı bile çıkartırız.”

Neden bu kombin? Arkadaşlarınızla eğlenmeye çıktığınızda rahat kıyafetleri tercih etmenizde yarar var. Kombininize katacağınız parlak ya da neon renklerle, orjinal bir hava yakalayabilirsiniz. Stilinizin hit parçası jean montunuzu, bu yazın en güçlü trendlerinden çivilerle süslemeyi unutmayın.

13 Eylül 2012 Perşembe

Tod's Markasının CEO'su Diego Della Valle'yle Tod's Hakkında Konuştuk..


BEN BUNA
GÖSTERİŞSİZ ZARAFET DİYORUM
Tod's, köklerine olan bağlılığı, el yapımı becerisi ve kusursuz işçiliği ile dünyaya meydan okuyor. Diego Della Valle, "Bu bir seçim ve ben bunu Gösterişsiz Zarafet olarak tanımlıyorum," diyor. Röportaj. İpek ERSOY - L'Officiel Türkiye



“Made in Italy” özgüveni, müşteriyi alışveriş sırasında tam 12’den vurur. Siz de İtalyan kimliği taşıyan bir şirketin CEO’su olarak, bunun avantajlarını kullanıyor musunuz?

“Made in Italy” güveninin arkasında, meşakketli bir araştırma sonucu titizlikle seçilen malzeme ve İtalyan dokunuşlarıyla ortaya çıkan detaylar gizlidir. Tod’s markasının tüm ürünleri “Made in Italy” kimliği taşıyor. Bu stratejimiz, senelerdir şirketimizin en büyük güçlerinden biri olduğunu kanıtladı. “Made in Italy” kavramı, markayı müşterilerin gözünde ayıran ve İtalyan el işçiliğini takdir edenleri kendisine çeken önemli bir kavram.   

Milano’da yaşayan Türk bir moda yazarı olarak, 2009 yılında piyasaya sürdüğünüz “Italian Touch” adlı kitabınızı okurken İtalyan yaşam stilinin farklı bir yüzüyle tanışmıştım. İkinci kitabınız için bizleri daha fazla bekletmeyeceğinizi ümit ediyorum…

Yeni kitabım “Italian Portraits” dünyanın her yerinde, aynı anda eylül ayında satışa çıkıyor. Tanıtımını geçtiğimiz aylarda Brera’da bulunan Pinacoteca’da, Milano Moda Haftası’na özel verdiğimiz davetle kutladık. Kitabımı bu kez sadece İtalyan erkekleri ve onların yaşam tarzlarına ayırdım. Zevk ve etik, çağdaşlık yanında geleneğe olan bağlılık, güzellik ve yeterlilik… Tüm bunları tek bir bedende birleştirme yeteneğine sahip, kibar İtalyan erkekleriyle tanışacaksınız. “Made in Italy” köklerine saygıyla bağlı, el yapımı becerisi ve kusursuz işçilikle dünyaya meydan okuyan bir stilden söz ediyorum. Bu bir seçim ve ben buna “Gösterişsiz Zarafet” diyorum. Modernizm ve kozmopolit yaşamın kök saldığı ülkemizde, kültür ve yaşam tarzımızın bir parçası olan bu zamansız değerlerin önem ve çekiciliği, bugün her zamankinden daha çok ortaya çıkıyor.

Çanta ve ayakkabılarınızı ünlü kişilerin üzerinde görmek sizi oldukça mükafatlandırıyor olmalı. Bazı markalar lüks kavramının değerini korumak için sınırlı sayıda üretim yapıyorlar. Lüksün özünü dikkate aldığınızda, Tod’s markasına sahip olmasını istediğiniz müşteri kitlesini tarif edebilir misiniz?

Uzun yıllardır markamıza sadık kalan birçok ünlü var. Ama görüyorum ki, sadık olan sadece ünlü müşterilerimiz değil; halktan, 20 yıldır Tod’s markasına sıkı sıkıya bağlı olan bir müşteri kitlesine sahibiz. Onlar da sadece tasarımı değil, Tod’s markasıyla özdeşleşmiş olağanüstü kaliteyi ve günümüzün dokunuşlarıyla zamansız tasarımların birleşimini istiyorlar. Kadın ve erkek, onlar satın aldıkları üründe kalite ve güvenilirliği arayan uluslararası müşteriler. Son derece zarif ve rafine bir zevkleri var, ama satın alma noktasında işlevselliğe de bir o kadar önem veriyorlar.

İkonik Gommino makosenlerinin tabanlarında kullanılan 133 kauçuk taşlarının arkasında yatan bir hikaye var mı? Neden 133 ve amacı nedir?

133 kauçuk taşlar esas olarak Tod’s Gommino’yla özdeşleştirildi. Ama genel olarak kauçuk taşlardan bahsedersek, onlar Tod’s markasının en belirgin özelliklerinden. Bu yüzden, birçok farklı tarzda örneğin yüksek topuklu bir ayakkabı ya da Tod’s bir deri ceketin üstünde bile görebilirsiniz.

Bu kadar ayakkabının içinde olan biri olarak, koleksiyon yapıyor musunuz?

Hayır; ama gardırobumda çok sayıda, aynı zamanda favorim de olan klasik bilekte biten, kahverengi süet, bağcıklı Tod’s modelinden var. 

Kullandığınız malzemelerde ne kadar hassas davrandığınızı biliyoruz. Özellikle çanta koleksiyonlarınızda, Almanya ve Fransa’dan ithal deriler getirtiyorsunuz. İtalya deri konusunda sizi tatmin etmiyor mu?

Doğrusu bunu söyleyemem. Tod’s şirketine ait fabrikalara, dünyanın en iyi tabakhanelerinden, en kaliteli derileri depoluyoruz. Sadece Almanya ve Fransa değil, tabii ki çoğunlukla İtalya olmak üzere, Afrika, Amerika ve Avustralya gibi diğer ülkelerden de ithal edebiliyoruz. Bu durum, ne tür bir deriye ihtiyacımız olduğu ve o cins deriyi hangi ülkeden temin edebildiğimizle ilgili.

Yıllar sonra D-bag nasıl bu kadar popüler oldu?

Her ikonik stilin “must-have” listelerine girmek için zamana ihtiyacı vardır. Bu kural D-bag için de geçerli. 1997 yılında gerçekleşen lansmanından sadece birkaç yıl sonra, fenomen haline geldi.

D-bag zamansız bir tasarımken, Roger Vivier imzalı Prismick çağın ruhunu yansıtıyor. Tod’s, Hogan, Fay ve Roger Vivier markalarının tümünü bünyesi altında bulunduran Tod’s Group lideri olarak, sizce birbirlerinden hangi noktalarda ayrışıyorlar?

Tod’s modern lüksü temsil ederken el yapımı geleneğini sürdürüyor. Hogan kentsel şıklığın peşinden gidiyor. Fay’in formalitesiz zarafeti karşısındaysa, Roger Vivier terziliğe olan hürmetiyle cevap veriyor.

Siz gittikten sonra Tod’s markasının geleceğini nasıl hayal ediyorsunuz?

Benim arzum ve umudum, Tod’s markasının her geçen gün büyümesi ve tam da bugün olduğu gibi aynı performansla devam etmesidir.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Dünyaca Ünlü Fransız Moda Dergisi L'Officiel Türkiye'de!!


Hala almadıysanız hemen size en yakın gazete bayiisine gidin ve tükenmeden L'Officiel Türkiye'nin ilk sayısından bir tane edinin. 

Genel Yayın Yönetmenliğini Yasemin Demirkan'ın üstlendiği L'Officiel Türkiye'nin moda dergilerine yeni bir soluk getireceğine sonuna kadar inanıyorum. İçinde beni ve bana destek olan sizleri de ilgilendiren bir haber daha var. 

Ommedya tarafından Türkiye'ye getirilen L'Officiel'in Milano Temsilcisi olmanın heyecanı ve mutluluğunu taşıyorum. Bundan sonra her ay Milano ve moda hakkındaki sayfalarımı L'Officiel Türkiye'den takip edebilirsiniz. 



Şimdilik bir sır, ama haftaya gerçekleşecek Milano Moda Haftası için de L'Officiel Türkiye (@lofficieltr) twitter sayfasını şimdiden takibe almanızı öneririm. Modaya dair her şey ve sürprizlerimizle @lofficieltr'deyiz. 


5 Eylül 2012 Çarşamba

LMEV Lookbook Yaza Veda


LMEV Lookbook için yaza veda zamanı... LOOK # 28, LOOK # 27 ve birbirinden ilgi çekici look'larla; La Mode En Vogue haftanın look'larını sizin için seçmeye devam ediyor. 

Hepsi için http://lamodenvogue.blogspot.it/p/lmev-lookbook.html adresine tıklayın. 



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...