BEN BUNA
GÖSTERİŞSİZ ZARAFET DİYORUM
Tod's, köklerine olan bağlılığı, el yapımı becerisi ve kusursuz işçiliği ile dünyaya meydan okuyor. Diego Della Valle, "Bu bir seçim ve ben bunu Gösterişsiz Zarafet olarak tanımlıyorum," diyor. Röportaj. İpek ERSOY - L'Officiel Türkiye
“Made in Italy”
özgüveni, müşteriyi alışveriş sırasında tam 12’den vurur. Siz de İtalyan
kimliği taşıyan bir şirketin CEO’su olarak, bunun avantajlarını kullanıyor
musunuz?
“Made in Italy” güveninin arkasında, meşakketli bir
araştırma sonucu titizlikle seçilen malzeme ve İtalyan dokunuşlarıyla ortaya
çıkan detaylar gizlidir. Tod’s markasının tüm ürünleri “Made in Italy” kimliği
taşıyor. Bu stratejimiz, senelerdir şirketimizin en büyük güçlerinden biri
olduğunu kanıtladı. “Made in Italy” kavramı, markayı müşterilerin gözünde
ayıran ve İtalyan el işçiliğini takdir edenleri kendisine çeken önemli bir
kavram.
Milano’da yaşayan
Türk bir moda yazarı olarak, 2009 yılında piyasaya sürdüğünüz “Italian Touch”
adlı kitabınızı okurken İtalyan yaşam stilinin farklı bir yüzüyle tanışmıştım.
İkinci kitabınız için bizleri daha fazla bekletmeyeceğinizi ümit ediyorum…
Yeni kitabım “Italian Portraits” dünyanın her yerinde, aynı anda
eylül ayında satışa çıkıyor. Tanıtımını geçtiğimiz aylarda Brera’da bulunan
Pinacoteca’da, Milano Moda Haftası’na özel verdiğimiz davetle kutladık.
Kitabımı bu kez sadece İtalyan erkekleri ve onların yaşam tarzlarına ayırdım.
Zevk ve etik, çağdaşlık yanında geleneğe olan bağlılık, güzellik ve yeterlilik…
Tüm bunları tek bir bedende birleştirme yeteneğine sahip, kibar İtalyan
erkekleriyle tanışacaksınız. “Made in Italy” köklerine saygıyla bağlı, el
yapımı becerisi ve kusursuz işçilikle dünyaya meydan okuyan bir stilden söz
ediyorum. Bu bir seçim ve ben buna “Gösterişsiz Zarafet” diyorum. Modernizm ve
kozmopolit yaşamın kök saldığı ülkemizde, kültür ve yaşam tarzımızın bir
parçası olan bu zamansız değerlerin önem ve çekiciliği, bugün her zamankinden
daha çok ortaya çıkıyor.
Çanta ve
ayakkabılarınızı ünlü kişilerin üzerinde görmek sizi oldukça mükafatlandırıyor
olmalı. Bazı markalar lüks kavramının değerini korumak için sınırlı sayıda
üretim yapıyorlar. Lüksün özünü dikkate aldığınızda, Tod’s markasına sahip
olmasını istediğiniz müşteri kitlesini tarif edebilir misiniz?
Uzun yıllardır markamıza sadık kalan birçok ünlü var. Ama
görüyorum ki, sadık olan sadece ünlü müşterilerimiz değil; halktan, 20 yıldır
Tod’s markasına sıkı sıkıya bağlı olan bir müşteri kitlesine sahibiz. Onlar da
sadece tasarımı değil, Tod’s markasıyla özdeşleşmiş olağanüstü kaliteyi ve
günümüzün dokunuşlarıyla zamansız tasarımların birleşimini istiyorlar. Kadın ve
erkek, onlar satın aldıkları üründe kalite ve güvenilirliği arayan uluslararası
müşteriler. Son derece zarif ve rafine bir zevkleri var, ama satın alma
noktasında işlevselliğe de bir o kadar önem veriyorlar.
İkonik Gommino
makosenlerinin tabanlarında kullanılan 133 kauçuk taşlarının arkasında yatan
bir hikaye var mı? Neden 133 ve amacı nedir?
133 kauçuk taşlar esas olarak Tod’s Gommino’yla
özdeşleştirildi. Ama genel olarak kauçuk taşlardan bahsedersek, onlar Tod’s
markasının en belirgin özelliklerinden. Bu yüzden, birçok farklı tarzda örneğin
yüksek topuklu bir ayakkabı ya da Tod’s bir deri ceketin üstünde bile
görebilirsiniz.
Bu kadar ayakkabının
içinde olan biri olarak, koleksiyon yapıyor musunuz?
Hayır; ama gardırobumda çok sayıda, aynı zamanda favorim de olan
klasik bilekte biten, kahverengi süet, bağcıklı Tod’s modelinden var.
Kullandığınız
malzemelerde ne kadar hassas davrandığınızı biliyoruz. Özellikle çanta
koleksiyonlarınızda, Almanya ve Fransa’dan ithal deriler getirtiyorsunuz.
İtalya deri konusunda sizi tatmin etmiyor mu?
Doğrusu bunu söyleyemem. Tod’s şirketine ait fabrikalara,
dünyanın en iyi tabakhanelerinden, en kaliteli derileri depoluyoruz. Sadece
Almanya ve Fransa değil, tabii ki çoğunlukla İtalya olmak üzere, Afrika,
Amerika ve Avustralya gibi diğer ülkelerden de ithal edebiliyoruz. Bu durum, ne
tür bir deriye ihtiyacımız olduğu ve o cins deriyi hangi ülkeden temin
edebildiğimizle ilgili.
Yıllar sonra D-bag
nasıl bu kadar popüler oldu?
Her ikonik stilin “must-have” listelerine girmek için zamana
ihtiyacı vardır. Bu kural D-bag için de geçerli. 1997 yılında gerçekleşen lansmanından
sadece birkaç yıl sonra, fenomen haline geldi.
D-bag zamansız bir
tasarımken, Roger Vivier imzalı Prismick çağın ruhunu yansıtıyor. Tod’s, Hogan,
Fay ve Roger Vivier markalarının tümünü bünyesi altında bulunduran Tod’s Group
lideri olarak, sizce birbirlerinden hangi noktalarda ayrışıyorlar?
Tod’s modern lüksü temsil ederken el yapımı geleneğini
sürdürüyor. Hogan kentsel şıklığın peşinden gidiyor. Fay’in formalitesiz
zarafeti karşısındaysa, Roger Vivier terziliğe olan hürmetiyle cevap veriyor.
Siz gittikten sonra
Tod’s markasının geleceğini nasıl hayal ediyorsunuz?
Benim arzum ve umudum, Tod’s markasının her geçen gün
büyümesi ve tam da bugün olduğu gibi aynı performansla devam etmesidir.
İpekcim yazını dergide de okudum ama yazdigim sey Twitter'dan gelmemiş heralde, Hogan'ın da Tod's grubunda oldugunu bilmiyordum. Tarz olarak nedense bana Tod's daha buyuklere hitap ediyormus gibi geliyor ama yine de cok olumsuz modelleri var tabii ki.
YanıtlaSilCok guzel sorular sormussun sekercim! :)