Moda eğitimine Brezilya’da başladı.
Londra Central Saint Martins’de eğitimini tamamlarken; Valentino, Alberta
Ferretti, Roberto Cavalli ve Tom Ford gibi önemli isimlerle çalıştı. Türk moda
dünyasıysa onu satın alma görevini yürüttüğü Harvey Nichols’daki muhteşem
seçimleri ve kendine has stiliyle tanıdı… Martha Graeff, Acunn.com için yaptığım röportajıyla LMEV'de...
Ben seni en son Harvey
Nichols Türkiye’nin satın alma ekibinde çalışıyor olarak bırakmıştım, şimdiyse
Miami’de buldum. Ne oldu da birden hayatını değiştirmeye karar verin?
Harvey Nichols’da
çalışırken, benim de içinde olduğum dört kişilik bir satın alma ekibimiz vardı.
Gerçeği söylemek gerekirse işimi çok seviyordum; ama aynı zamanda hem sevdiğim
işi yapabileceğim hem de ailemi daha fazla görebileceğim bir hayat tarzı
arayışındaydım ki bunu Türkiye’de gerçekleştirmem oldukça zordu. Şu anda New
York ve Miami arasında geçen bir hayatım var. Çok yakında açılacak olan
blogumun yanı sıra hala stil danışmanlığı yapıyorum ve her zamanki gibi modanın
içindeyim. Ama kesinlikle New York’da olmaktan çok memnunum; çünkü ihtiyacım
olan ilhamı bu şehirde bulabiliyorum.
Seni tanıdığım ilk günden beri takip ediyorum ve bence İstanbul’daki
en stil sahibi kadınlardan biri sendin. Bir Brezilyalı olarak Türkler ve
Brezilyalıların giyim alışkanlıkları arasında nasıl farklar var sence?
Bence
Türk kadınları kesinlikle modanın ne anlama geldiğinin farkındalar; alışveriş
onlar için gerçek bir tutku ve görüyorum ki satın almadan önce çok araştırma
yapıyorlar. Örneğin, Türklerin vintage stilinin de içinde olduğu kendilerine
özgün tarzları varken, Brezilyalılarda durum biraz daha farklı. İklimi düşünün;
Brezilyalılar daha rahat tarzda giyinirken, Türkler günlük hayatta da ihtişamlı
parçaları taşıyabiliyorlar ve bu harika birşey. Değişik tarzları deneyimleme özgürlüğü,
giyinirken insana cesaret veriyor.
Sevdiğim şey şu; Türk
kadınlarının bütün bu stillerin karışımını farklı şekillerde taşıdıklarını
görebiliyorum. Benim bütün yakın arkadaşlarımın farklı giyinme şekilleri var ve
her birinin de kendine has bir stili… En harikasıysa, buna bağlı yaşıyorlar.
Her kimlik birbirinden farklı ve stiline sadık. Rock stilinden klasiğe, punktan
bohem stiline değişen insanları görüyorum, bu kimi zaman çok kafa karıştırıcı
olabiliyor.
İnsanlar Miami’de nasıl giyiniyor?
Kıyafetler çok
tropikal, ama bana sorarsanız vücudu gösteren elbiseleri giymeyi biraz
abartıyorlar. Bunun yanında, tabi ki müthiş tarzı olan insanlar da var.
Kısacası, Miami içinde birçok farklı stili birlikte sunan bir şehir. Sıcak, yaz
iklimi rahat giyimi öne çıkarsa da farklı tarzları denemeye cesaret etmeliyiz.
Avrupalı, özellikle de
Parisli. Bunun sebebi; Avrupa’da, Amerika’dan çok daha uzun süre kalmış olmam.
Ayrıca, bence Avrupa’da stil daha zengin; çünkü kanlarında var. Sürekli trend
peşinde koşan insanlar değiller.
Deneyimli bir satın alma uzmanı olarak, Türkler alışveriş yaparken en
çok hangi parçaları tercih ediyorlar, söyleyebilir misin?
Gece elbisesine para
harcayan o kadar çok kadın var ki, gerçekten inanılır gibi değil. Elie Saab,
Zuhair Murad, Monique Lhuillier, Marchesa… Kısacası Türk kadını demek, harika
gece elbiseleri demek! Ama aynı zamanda ayakkabıya olan tutkularını da
unutmamak gerek. Benim bile en güzel ayakkabılarım, Türkiye’deyken aldıklarım.
Aşağıdakilerden
hangisi senin tarzını daha çok yansıtıyor?
A.
Kalem etek, ipek gömlek, stilettto
B.
Baskılı tshirt, deri ceket, skinny jean
C.
Asimetrik tshirt / tunik, tayt
D.
Color blocked elbise, clutch
Cevap: B
Bize stilinle ilgili
biraz ipucu verebilir misin?
Siyah,
güzel bir çift asker botu, ifadeli topuklular, müthiş bir deri pantolon,
motorcu ceketi, - özellikle Celine’inkilere bayılıyorum- beyaz gömlek ve mutlaka
vintage bir parça. Ama unutmayın; asıl önemli olan, bunları giyince kendinden
emin hissetmek.
Favori markaların
hangileri?
Bu
benim için zor bir soru, çünkü gittiğim yerlerde yeni şeyler keşfetmeyi
seviyorum. Celine, Isabel Marant, Pedro Lourenco; ama ne yazık ki bu
markalardan her beğendiğimi alamıyorum, bu yüzden biraz dengeli gitmek için Top
Shop, Urban outfiters, H&M. Alım gücünüz yüksek bile olsa, baştan aşağı
marka giymenin gereksiz olduğunu düşünüyorum.
Blogları takip ediyor
musun? En çok hangilerini seviyorsun?
Sıkı
bir blog takipçisiyim diyebilirim. The Cool Hunter, All the pretty Birds,
Fashionologie, Style Bubble, Fashion Toast, Brezilya’dan Julia Amlul,
Türkiye’dense Luxury Shoppers.
Ve son soru. Martha’nın İpek’ini yarat desem
nasıl bir kombin seçerdin?
(Gülüyor)
Bu soruya bayıldım! Hemen gel ve benim müşterim ol. Senin bu kombinin içinde
çok güzel görüneceğine eminim.
Harika bi post olmus, cok guzel sorular ve cevaplar. Boyle goze sahip bir satınalmacının H.Nichols'dan ayrıldıgına uzulmedim değil acıkcası, taze beyin aranıyorrr :)
YanıtlaSilBenim de en severek gerçekleştirdiğim röportajdı diyebilirim. Bizden bir satın almacı olsa sadece markaları sayar durur. 9. sorudaki cevabı o kadar doğru ki, defilede görüp birebir aynı kombini satın alan kişiler var bizim ülkemizde :(
SilO halde İpekcim Milano'nun havasını ve değişik kültürleri solumaya devam et ve muhtesem analizlerine insallah bigun buyer olarak devam et temennisindeyim:)
Sil