Kiminin kalbi sevgilisinden gelen sürpriz hediyeyi açarken çarpar, kimininse patronundan aldığı büyük terfiyi duyduğunda... Moda dünyasının kalbiyse defilelerin ardı arkasının kesilmediği moda haftalarında, dünyanın 4 büyük moda şehri, New York, Londra, Milano ve Paris’teki defileleri izleyebilmek için çarpıyor. Sınırlı sayıda özel davetlinin çağırıldığı bu defileler moda dünyasına olan ilgi ve merakı arttırırken, podyumda boy gösteren iddialı tasarımlar yeni sezon modasını belirliyor.
Peki, yeni sezona dair ipuçlarını öğrenmeye moda haftalarının başrol oyuncularından biri olan New York’tan başlamaya ne dersiniz? Sizin için New York moda haftasından derlediğimiz defilelere, birbirinden renkli tasarımlara ve detaylı stil yorumlarına göz atmak için daha fazla vakit kaybetmeyin. New York Moda Haftası sizin için La Mode En Vogue podyumunda!
Derek Lam
New York’un maceracı ruhuyla süslü, sade ama çarpıcı bir koleksiyon… Derek Lam’in geometrik detaylara yer verdiği bu koleksiyonuna New York’un bohem ruhunu işlediği aşikar. Ama bu kez çok daha modern ve kontrollü bir yorumla. Boho-chic stiline atıfta bulunan detay patchwork kullanımı, süet elbiseler ve tişörtlerde öne çıkan mozaik motiflerinin yer aldığı koleksiyonda diz altı etekler göze çarpıyor. Geçmiş sezonun makrame örgüleri, yerini koleksiyona bohem bir hava kazandıran kroşe işlemelere bırakıyor. Lacivert ve beyaz renklerin kullanıldığı saten üst ve panço detaylı bluz, birlikte kullanıldıkları düz siyah pantolonlarla dengeleniyor. Özellikle tişört ve paltolardaki renk blokları, gece-gündüz çok işlevli kullanım şansı yaratıyor. Hem palto, hem de elbise şeklinde giyilebilen şarap renkli kürk parçaysa koleksiyona zenginlik katıyor.
DKNY, geçtiğimiz sezonun umursamaz New Yorker ruhunu bu sezon da farklı bir yorumla sürdürmeye devam ediyor. Deri detaylı ceket ve trençkotlar yine koleksiyonun vazgeçilmezleri arasında. 90’ların unutulmaz bomber ceketleri sokak modasını işaret ederken, neopren sweatshirt’ler balıksırtı dokularıyla, aynı anda hem spor hem de sofistike bir stili ortaya koyabiliyorlar. Siyah, beyaz ve devetüyü renklerinden oluşan renk bloklarına kırmızı rengin de eklendiği leopar deseni eşlik ediyor. Kısacası; iç içe girmiş desenler ya da minimal vurgular, hangisini tercih ederseniz edin DKNY’la New York’un urban-chic rüzgarına kapılacağınız kesin.
Modanın ötesindeki sanatsal çizgilerin, kumaş üzerindeki desenlerde yer bulması, New York Moda Haftası’nda BCBG Max Azria’nın modaseverler tarafından oldukça dikkat çekmesini sağladı. Tasarımlarında İstanbul’dan ilham alan marka şehrin tarihsel geçmişini modern yüzüyle harmanlayarak yeni koleksiyonuna yansıtmış. İncecik ipek kumaşları, ağır katmanlı kumaşlarla birleştiren BCBG Max Azria’nın koleksiyonunda gündelik tişörtler; kaşmir montlar ve patchwork kürklerle birlikte kullanılıyor. Deri bisikletçi ceketleri ve spor jakar kapüşonlu montlarsa koleksiyona farklılık katıyor. Sanatsal desenlerin, şıklık ve pratiklik arasındaki çizgide buluştuğu koleksiyona volümlü kürklerin çok renkli çeşitleri uyum sağlıyor.
Ciddiyet Zamanı! Çekici ve elegan tarza kendi formal yorumlarını katan Jason Wu mükemmel çizgilere oturtulmuş bir koleksiyonla çıkıyor karşımıza. Vücuda oturan ve bel bölgesini vurgulayan elbiseler, boğazlı görünümü verilen kapalı yaka gömlekler ve çizgili transparan bluzların yer aldığı koleksiyondan gizemli feminenlik hissi yayılıyor. Renklere gelince… Siyah, beyaz ve kırmızı başrolü paylaşırken, karamel renkli kürk detaylı parka renk paletine ayrıcalık katıyor. Koleksiyonun en hit parçası: Provokatif dantel baskılarla süslü plastik trençkot en kaba materyali bile zarif hale getirerek göz doldururken, yaratıcı tasarımıyla da dikkat çekiyor.
Marc Jacobs’la Altın Çağ’a geçiş yapmaya hazır mısınız? Parlaklığın ön planda olduğu bu koleksiyonda bolca payetli elbise ve etek gördüğümüze şaşırmamalıyız aslında. Peki ya renkler? Özellikle parlak lacivert, pembe, gümüş ve altın tonları koleksiyonun ana parçalarına hükmeden renkler arasında. Bütününe bakıldığında adeta sepia bir fotoğrafı andıran koleksiyonda, New York Moda Haftası’na damgasını vurmuş diğer koleksiyonlarda olduğu gibi yine kürk ve tiftik gibi kumaşların kullanıldığına şahit oluyoruz. Süveterler, blazer ceketler, ipek pijamalar, file elbiseler ve jelatin kağıdını andıran parlak renkte gömleklerse, Marc Jacobs 2013 – 2014 Sonbahar Kış Koleksiyonu’nu sezonun diğer defilelerinden ayıran en farklı parçaların başında gelerek beğeni topluyor.
Son olarak sıra geldi New York Moda Haftası’nın en renkli ve en zengin işlemelerinin yer aldığı koleksiyonlarından birine… Oscar de la Renta, sansasyonel açıklamaları yüzünden moda dünyasından bir süre uzak durmak zorunda kalan dahi tasarımcı John Galliano’yu sessiz sedasız arkasına alarak tam da John Galliano tadında bir koleksiyona imza attı. Ünlü dahinin etkisi her ne kadar sınırlandırılmış olarak koleksiyona yansıtılmış olsa da derin gölgeler, yoğun işlemeler, sanatsal desenler ve egzajere edilmiş renkli tual baskıları gözlerden kaçmadı. Aksesuar olarak, krokodil gibi egzotik hayvan derilerinden yapılan kemerlerin drape yakalı elbiselerle birlikte kullanıldığı tasarımların neo-vintage tarzına atıfta bulunduğunu söyleyebiliriz. Lateks etek ve elbiselerin önüne geçense fuşya rengi külçe altın işlemeli ipek balon elbise oldu. Tam bir Oscar de la Renta ve John Galliano tarzının karışımı olan bu elbise, şimdiden bu işbirliğinin ne kadar başarılı olduğunu kanıtladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder