…Ve Tanrı Erkeği Yarattı
Güzellik, estetik, bakım, moda… Kadınlar erkeklerin karşısında 1–0 önde başlar bu maça. Çünkü seçenekleri daha fazladır, farklı tarzları kombine etme şansına sahiptirler; kimi zaman etek, büstiyer gibi feminen çizgilerle, kimi zamansa ceket, pantolon gibi maskülen siluetlerle karşımıza çıkar ve kalıpları yerle bir ederler. Erkeklerinse sabittir gelenekleri, kimse de beklemez zaten onlardan radikal değişiklikleri. Çünkü mitolojiden, tarihe hatta masallara kadar kadının en önemli görevi kendini beğendirmektir; hem erkeklere, hem de en büyük rakibi hemcinslerine. Erkek denildiğindeyse akla güç gelir, para gelir… Bir düşünsenize; her masalda “zengin” bir prens vardır, sarayı vardır, atı vardır bu bize yeter gerisiyle çok ilgilenmeyiz, ama sıra Külkedisi’nin balo kıyafetinden ya da Barbie’nin pembe asansörlü evinden gardırobuna sığmayan kıyafetlerine gelince hemen inceleme altına alırız.
2009 yılından bu yana Ümit Benan –diğer- yolu seçiyor; Barbie’yi bir kenara alıp, Ken’in neler yapabileceğini ortaya koyuyor.
Milano’da yaşayan Türk modacı Ümit Benan Şahin, nam-ı değer Pitti Immagine, L’Uomo Vogue ve Alta Moda’nın erkek giyim dalında verilen “Who Is On Next” adlı ödülünün sahibi, erkek giyimine kattığı dokunuşlarla kısa zamanda dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. Istituto Marangoni, Central Saint Martins ve Parsons’da aldığı moda eğitiminin ardından, serüvenine Marc Jacobs ve Rıfat Özbek’in yanında devam ettikten sonra kendi koleksiyonunu yapmaya karar verdi. Sahip olduğu tecrübelere dayanarak kadın koleksiyonu hazırlayabilecekken, şansını erkek koleksiyonu üzerinden kullanan Ümit Benan için, bu seçim tam da bir dönüm noktası oldu. O günlerde kendisi bile moda dünyasının basamaklarını bu denli hızlı tırmanabileceğini tahmin edemezdi.
Umit Benan Sonbahar/Kış 2009/10 koleksiyonunda ortaya koyduğu felsefeyle, koleksiyonun başarısına, bir de hikayenin imzasını attı. Day 77 adlı koleksiyondaki mavi, gri ve kahverenginin yoğunlukta olduğu birbiriyle uyumlu koyu renkler, ters çevrilerek kullandığı klasik kumaşların içindeki modern siluetler ve bazı parçalardaki dantel, pile gibi feminen dokunuşlarla maskülen karşıtlığın ortaya çıkarıldığı çizgiler Ümit Benan’ın dikkatleri üzerine çekmesi için yeterliydi; fakat o farkın peşindeydi. Milano’da sakallı olduğu için birçok yerden geri çevrilen ve potansiyel suçlu muamelesi gören Ümit Benan, nasıl görünmek istediğine kişinin kendisinin karar vereceğine, giydikleri ya da görünümüyle kimsenin yargılanamayacağına dikkat çekmek için 77 günlük bir maceraya soyundu. Toplum tarafından kabul gören ilk günkü traşsız halinden, 77. günkü sakallı halinin uzamasını gösteren fotoğraflardan bir sergi hazırladı. Defile yapmak yerine sanatsal bir sergiyle koleksiyonunu tanıtması da diğerlerinin arasından sıyrılmasını sağladı. Devamında hazırladığı İlkbahar/Yaz 2010 Cuba ve Sonbahar/Kış 2010/11 Retired Rockers adlı koleksiyonlarında Scarface filmindeki Tony Montana’dan ve yaşlı insanları giydirme tutkusundan yola çıktı. Özellikle Retired Rockers (Emekli Rock’çılar) adlı koleksiyonunu, Floransa’daki Santa Maria Novella tren istasyonundaki eski bir restoranda, masa etrafında kurguladığı bir parti havasında tanıtması moda dünyası tarafından daha çok konuşulmasını sağladı.
İlkbahar/Yaz 2011 Home Sweet Home koleksiyonunda maskülen ve feminen çizgiler arasındaki ikileme dikkat çekti. Kullandığı lüks malzemelerle vücudun akıcı ve düzgün formlarını ortaya çıkartarak, sadelikten doğan şıklığı yarattı. Bir önceki koleksiyonunda yaşlı erkekleri model olarak kullanması gibi, koleksiyonlarını tanıtırken ruhunu ve çizgisini yansıtan özel kişileri çekip çıkartabilmesi, anlatmak istediklerini daha net ortaya koymasını sağlıyordu. Bu koleksiyonu tanıtmak için de dar kesimleri, vücuda oturan hacimleri ve şalvar pantolonlarıyla Burhan Öçal’la çalışması koleksiyonuna “Tanrı Erkeği Yarattı” dedirtecek kadar ses getirdi.
En son çıkardığı Sonbahar/Kış 2011/12 Investment Bankers adlı koleksiyonuyla 80’li yıllara da el atmayı başardı. Wall Street ve American Psycho filmlerinden ilham alarak yarattığı koleksiyonun hikayesi, Ümit Benan Bankası olsa nasıl giyinilir hayaline dayanıyor. Koleksiyonun genelinde ise 80’li yılların rengi camel göze çarpıyor. Devetüyü ve kaşmir gibi kumaşların kullanıldığı kruvaze ceketler, yüksek belli pantolonlar ve büyük paltolar, geçmiş ve günümüz arasındaki zıtlıkların kombine edildiği modern erkeğin estetiğini ortaya çıkarıyor.
Kısacası, Tanrı erkeği yaratmaya devam ediyor; Ümit Benan’sa bu şansı diğerleri gibi görmemezlikten gelmiyor ve başından beri peşinde olduğu özgürlüğe kavuşurken, durumu da 1–1 yapmayı başarıyor.
erkekler modayla genelde ilgilenmiyor. çok başarılı koleksiyonlar var. kadınlar kadar giyinmeyi önemserlerse, seçenekleri en az bizim kadar fazla olabilir. bu çeşitlilik azlıgından yakınmak yerine biraz daha fazla alışveriş yapmalılar. arz-talep diyoruz..
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum!! Son 5 yıldır erkek giyiminde çeşitlilik açısından gözle görülür bir artış söz konusu. Şalvar pantolonlardan, rahat "chinos" pantolonlara, dar paça ya da tayt formlarından, oversize kalıplara, hatta eteklere kadar... Cesaret, cesaret, cesaret! Modaya ilgili olanlar bile bırakın eteği, kırmızı pantolon giymeye bile cesaret edemiyorlar. Bununla ilgili ilerki günlerde anket yayınlayacağım, takip etmeye devam edin.
YanıtlaSilSevgiler,
İpek Ersoy
PS: Erkek modasına yeni alternatifler sunan Henrik Vibskov hakkındaki yazıma bir göz atın derim.